Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), günlük kayıtdışı kiralık evlerin, özellikle güvenlik algısının hassas olduğu bugünlerde tehdit haline geldiğini vurguladı. Ankara'da meydana gelen son terörist saldırıda adı geçen üç kişinin de kayıtdışı günlük kiralık evlerde konakladığının ortaya çıkması, TÜROB’un güvenlik açısından dile getirdiği endişeleri güçlendiriyor. TÜROB, bu tür yerlerin terör ve kanun dışı kişiler için büyük bir avantaj sağladığını ve Emniyet güçleri tarafından acil olarak adım atılması gerektiğini savundu.
Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), emniyet açısından günlük kiralık evlerin tehdit haline geldiği uyarısında bulundu. Türkiye genelinde 15 bini bulduğu tahmin edilen kayıtdışı olarak günlük kiralanan evler, kaçak otelcilik faaliyetleri ile sektörel rekabet aykırılığının da ötesine geçerek, terör ve toplum güvenliğinin zaafı konusunda adeta işbirlikçi haline geldi. Ankara'da meydana gelen son terörist saldırıda adı geçen üç kişinin de kayıtdışı günlük kiralık evlerde konakladığının ortaya çıkması, TÜROB’un güvenlik açısından dile getirdiği endişeleri güçlendiriyor. Bu tür yerlerin terör ve kanun dışı kişiler için önemli bir gizlenme alanı sağladığı ve Emniyet güçleri tarafından acil olarak adım atılması gerektiğini savunan TÜROB, tüm yetkilileri aksiyona çağırdı. TÜROB, kısa bir süre önce hazırladığı araştırma raporlarını başta İçişleri ve Maliye Bakanlığı olmak üzere ilgili bakanlıklara sunmuştu. TÜROB, işyeri açma ruhsatı bulunmayan bu tür yerlerin terör örgütleri ve kanun dışı kişilerce sıkça kullanıldığını kayıtdışı olduklarından dolayı denetim yapılamadığını savunuyor.
Tapuda mesken olarak görünüyor
Konuyla ilgili bir açıklama yapan TÜROB Başkanı Timur Bayındır, söz konusu evlerin aslen imar planlarında ‘mesken’ olarak gözüktüğüne dikkat çekti. Konut dokunulmazlığı gerekçesiyle belediyelerin ve emniyet birimlerinin işlem yapmakta sorun yaşadığına işaret eden Bayındır, “Kiralanan yerler konut dokunulmazlığı nedeniyle belediyelerin ve kolluk kuvvetlerinin elini kolunu adeta bağlar durumda. Gerek haksız rekabet,gerek komşuluk hakları gerekse güvenlik açısından bu güne kadar yaşanan sayısız olayın önüne geçilebilmesi için acilen borçlar kanununda düzenlemeye gidilerek kira sürelerinin belirlenmesi,üç aydan kısa süreli kiralamaların ticari faaliyet sayılarak işyeri açma ruhsatına tabi tutulması gerekiyor. Başka türlü denetim altına alınabilmesi imkansız” diye konuştu.
Otel odası gibi pazarlanıyor
Bu tür faaliyetlerin oteller nezdinde haksız rekabete neden olduğunu kaydeden Bayındır, şunları söyledi: “Zaten turizm sektörü sıkıntılı günler yaşıyor. Bilindiği üzere otel yatırımcısı gerek inşaat, gerekse işletme aşamasında bir çok ruhsat ve izin almak durumunda. Ancak ve ne yazık ki gelişen bu pazardan haksız ve eşit olmayan koşullar ile pay almak isteyenlerin sayısı da son yıllarda hızlı bir artış gösterdi. Özellikle turizm bölgelerinde işyeri veya apartman dairesi olarak kiralanan-satın alınan gayrimenkuller, otel odası gibi pazarlanıyor. Bu oluşum bir bina içinde tek bir daire olabildiği gibi komple bina bazında da olabiliyor.”
Üzücü olaylar yaşandı
Yakın geçmişte İstanbul'da öldürülen ABD'li Sarai Sierra'nın da bu tür bir yerde konaklamış olmasından dolayı emniyet güçleri olayın izini sürmekte güçlük çekmişti. Çünkü kayıtdışı nedeniyle kimlik bildirimi yapılmamıştı. Yine geçen yıl yaşanan bir olayda, iki kişi, Beşiktaş’taki bir rezidanstan günlük daire kiralamış ve uyuşturucu kullanmış, şahıslardan biri hayatını kaybetmişti. Bir diğer olayda ise bir genç kızın Esenyurt’ta günlük kiralanan bir evde uyuşturucu partisinde can verdiği anlaşılmıştı.