Değerli Meslektaşlarım,
Kıymetli Seyahatseverler,
Her yıl 15-22 Nisan tarihleri arasında kutladığımız “Turizm Haftası”nı pandemi nedeniyle geçtiğimiz iki yılda biraz buruk biraz da tedirgin ama hep ümit dolu duygularımızla kutlamıştık. Hareket alanımızın neredeyse sıfıra indiği, bir araya gelmemizin imkansız olduğu, iş hayatımızı sanal araçlarla yürüttüğümüz bu dönemde içimizdeki gezip görme, keşfetme ve seyahat isteğine bir telafi bulamadık, bulmak da mümkün olmadı. Bu gelişmelerin sonrasında, pandemiye karşı dünyada ve ülkemizde alınan tedbirler, toplumdaki duyarlılık ve aşılama çalışmalarının olumlu sonuçları bizlere daha parlak bir gelecek vaad etmeye başladı.
Ne varki, pandeminin etkilerini geride bırakmaya başladığımız bu dönemde, Turizm sektörü olarak, ülkemize gelen toplam turistin yaklaşık %30’unu oluşturan hacme sahip ana pazarlarımızdan Rusya Federasyonu ve Ukrayna arasında başlayan savaş ve gelişmeleri derin bir üzüntü ve endişe ile takip ediyoruz. Üzülerek belirtmeliyim ki, kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan sayıları 5 milyonu aşan Ukrayna vatandaşının evini barkını geride bırakarak tüm yaşamlarını bir küçük çantaya sığdırıp yurtlarını terk etmek zorunda kalmaları günümüzün en önem dramı olarak karşımızda durmaktadır. Adı “barışla” özdeşleşen turizm sektörümüzün öncelikli dileği silahların susması, insani trajedinin son bulması ve savaşın bir an önce sona ermesidir. Yaşanan bu gelişmelerin dünyayı olduğu gibi ülkemizi de gerek ekonomik gerekse sosyal yönden etkilemesi, etkilerinin uzun zamana yayılacağı beklentinin ötesinde bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır.
Sektörümüzde faaliyet gösteren Üyelerimizin başarılı yatırımları ve kazanıma dönüşen deneyimleri ile, ülke ekonomisi, turizm altyapısı ve istihdamın yaygınlaşmasında önemli rol oynadıkları görülmektedir. TÜROB olarak, Türk turizminin rekabet gücünü artıran ve bu gücü sürdürülebilir hale getiren öncü temelleri birlikte atmış olmaktan büyük mutluluk duyduğumuzu özellikle belirtmek istiyorum. Bu süreçte, 2-2.5 milyon turist sayılarından ve 85 bin adetlik yatak kapasitesinden 50 milyonu aşan turist sayısına ve yaklaşık 1.5 milyon yatak kapasitesine ulaştık. Türkiye’de Turizm yatırımlarının günümüzde toplam maliyeti yaklaşık 90 milyar dolara, yaşanan krizlere karşın istihdamdaki kişi sayısı yaklaşık 1.5 milyona çıktı. Direkt olarak 54 sektörü etkileyen turizm sektörü yılda yaklaşık 30 milyar doların üzerinde satın alma ile hepimizin bildiği üzere ekonominin lokomotif sektörleri arasında gelmiştir.
Turizm kavramı; seyahat etmek, yeni yerler keşfetmek, farklı kültürleri tanımak gibi alışık olduğumuz kavramların çok daha ötesinde, sosyo-kültürel bir güç, dış ilişkilerde önemli bir diplomatik araç, özellikle Türkiye gibi turizm markası ülkelerde ekonominin temel ayağı haline gelmiş bir sektördür. Turizm hem turiste hem de destinasyona değer katan, vizyonumuzu geliştiren ve hepimizin hayatına dokunan ruhu ile yaşayan bir endüstridir.
Ülkemiz bu anlamda hem doğal ve coğrafi koşulları bakımından oldukça şanslı bir konumdadır hem de gelişmiş altyapısı ve insan kaynağıyla rekabet üstünlüğü sağlamaktadır. Turizmin 81 ilimize yaygınlaştırılarak bu gücün ve değerin sürdürülebilirliği sağlamak gerek Kamu otoriteleri gerekse biz sektör paydaşları başta olmak üzere tüm toplumun ortak görevidir.
Turizmin en önemli kıstası olan, hoşgörü, tolerans ve doğru iletişim bilincinin sosyal bir vazife olarak tüm vatandaşlarımıza, kurumlarımıza ve işletmelerimize aktarılması ile topyekun bir başarının temeli atılabilir. TÜROB olarak, her zaman bu bilinç ve sorumlulukla hareket ederek ülkemize en iyi şekilde değer katmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Bu duygu ve düşüncelerle, daha iyi bir gelecek ve daha iyi bir yaşam için Turizmin öneminin altını bir kez daha çizmek istiyor, tüm turizm camiamızın, emektar turizm çalışanlarımızın ve halkımızın Turizm Haftası’nı kutluyor, değerli meslektaşlarıma sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Müberra ERESİN
TÜROB-Türkiye Otelciler Birliği Başkanı